Sosyal medya, Web 2.0'ın
kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi
paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını
sağlayan medya sistemidir. Ayrıca sosyal medya; kişilerin internet
üzerinde birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımların bütünüdür.
Sosyal ağlar, insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını
sağlayan internet
siteleri ve uygulamalar sayesinde, herkes aradığı, ilgilendiği
içeriklere ulaşabilmektedır. Küçük gruplar arasında gerçekleşen
diyaloglar ve paylaşımlar giderek, kullanıcı bazlı içerik (İngilizce:
UGC-User Generated Content) üretimini giderek arttırmakta, amatör
içerikleri dijital dünyada birer değere dönüştürmektedir.
Zaman ve mekân sınırlaması olmadan (mobil
tabanlı), paylaşımın, tartışmanın esas olduğu bir insanî iletişim
şeklidir. Sosyal medya platformlarında insanlarla buluşur ve iletişimde
bulunursunuz. İnsanlara yardım eder, yardım alır, sorularına cevap verir
ve kendi sorularınızı sorarsınız. Bu bakımdan sosyal medya resmi
olmayan eğitim yollarından da bir tanesidir.
Teknoloji,
telekomünikasyon, sosyal iletişimin kelimeler, görseller, ses dosyaları
yolu ile sağlandığı bir yapıya sahiptir. İnsanlar hikâyelerini ve
tecrübelerini bu bağlamda paylaştığı bir çerçeveye de sahiptir.
Sosyal medya aynı zamanda "Kullanıcıların Ürettiği İçerik" ve
"Müşterilerin Ürettiği Medya" kavramlarını da ortaya çıkarmış, bu
yapısıyla da ticari plandaki anlamını kazanmıştır.
Ama Andreas Kaplan ve Michael Haenlein’in 2010’daki tespitine göre
Sosyal Medya; “Web 2.0 üzerinde ideolojik ve teknolojik içeriklerin,
yapılanmaların kullanıcı merkezli bir şekilde üretilmesine ve
geliştirilmesine izin veren internet tabanlı uygulamaların bütününe” denilmekte.
Geleneksel Medyadan Farkları
Sosyal medya gazete, televizyon ve film
gibi geleneksel medyadan farklıklar gösterirler. Genellikle geleneksel
medya enformasyonun yayınlanması için belirli kaynaklara ihtiyaç
duyarken, bilgiyi yayınlamak veya erişmek için sosyal medya göreceli
olarak masrafsızdır ve erişim araçları herkese açıktır (bireyler bile
kullanabilir). Bir matbaa yatırımı veya TV yayını yapmak için zorunlu olan lisansa ihtiyaç duyulmaz.
Geleneksel medya genellikle “endüstriyel”, “broadcast” veya “mass” medya olarak tanımlanır.
Sosyal medya’nın ve geleneksel medyanın ortak taşıdığı bir
karakteristik özellik, küçük veya büyük kitlelere ulaşabilmeleridir;
örneğin, hem bir blog
yazısı hem de bir televizyon programı sıfır kişiye de ulaşabilir
milyonlarca kişiye de ulaşabilir. Sosyal medya ve geleneksel medya
arasındaki farkları tanımlamaya yardımcı olacak özellikler kullanılan
yönteme göre farklılıklar gösterebilir. Bu özelliklerden bazılarını
şöyle sıralayabiliriz:
- Erişim - Hem geleneksel medya hem de sosyal medya teknolojileri herkesin genel bir kitleye erişebilmesine olanak tanır.
- Erişilebilirlik - Geleneksel medya için üretim yapmak
genellikle özel şirketlerin ve hükümetlerin sahipliğindedir; sosyal
medya araçları genel olarak herkes tarafından az veya hiç maliyetle
kullanılabilir.
- Kullanılırlık - Geleneksel medya üretimi çoğunlukla
uzmanlaşılmış yetenekler ve eğitim gerektirmektedir. Çoğu sosyal medya
için bu geçerli değildir veya bazı durumlarda yetenekler tamamen
değişmiş ve yenidir, yani herkes üretimde bulunabilir.
- Yenilik – Geleneksel medya iletişimlerinde meydana gelen
zaman farkı (günler, haftalar, hatta aylar) anında etki ve tepkisi olan
sosyal medya ile kıyaslandığında uzun olabilmektedir (Tepkilerin zaman
aralığına katılımcılar karar verir). Geleneksel medya da sosyal medya
uygulamalarına adapte olmaktadır, dolayısıyla yakın zamanda bu farklılık
ortadan kalkacaktır.
- Kalıcılık - Geleneksel medya yaratıldıktan sonra
değiştirilemez (bir dergi makalesi basıldıktan ve dağıtıldıktan sonra
aynı makale üzerinde değişiklik yapılamaz), oysa sosyal medya yorumlar
veya yeniden düzenlemeyle anında değiştirilebilir.
- Özgürlük - Geleneksel medya ile sosyal medya arasındaki belki
en önemli fark özgürlüktür. Geleneksel medya hükümetlerin ve reklam
verenlerin baskısı altındadır ve özgürce yayın yapamaz. Sosyal medya ise
kolay erişilebilir, herkes tarafından eşit düzeyde müdahale edilebilir,
global bir platform olduğundan çok daha özgürdür.
Sosyal medya okuryazarlığı
Sosyal medya okuryazarlığı veya yalnızca medya okuryazarlığı olarak da adlandırılan, insanların medya
mesajlarını daha iyi anlaması, analiz etmesı, belirli açılardan
değerlendirebilmesi ve daha bilinçli olarak tüketebilmesi sürecine
verilen isimdir. Terim, geleneksel medyaya ancak okur olarak katkısı
bulunan kişinin, günümüz yeni sosyal medyasında kitle iletişim
araçlarını kullanma konusunda herkese eşit fırsat verilmesi ilkesine
dayanılarak türetilmiştir. İnternet ile birlikte gelen bu fırsat, kişilerde teknik bilgi ve beceri bulunmasını da gerektirmektedir. İnternet sosyal mecrasında Facebook, Youtube, Twitter ve çeşitli blog
ortamları, geleneksel medyanın da (gazeteler, dergiler vb.) bu ortamda
yer alması nedeniyle kişiler bu farklı rolü kullanmaktadırlar.
Günümüzde, bu sosyal medya ortamları; fikir, düşünce, fotoğraf, video ve
yazıların paylaşılabildiği gündelik hayatın vazgeçilmezleri arasında
yerini almıştır. İnsanlar açısından geçmiş medya ortamına göre, yalnızca
tüketici olma anlayışı neredeyse hükümsüz hale gelmiştir.
Avrupa
ülkelerinde, bu nedenlerden dolayı; sosyal medya okuryazarlığı
eğitimine başlanılmıştır. Sosyal medya okuryazarlığı eğitiminde,
öğrencilere sosyal medyanın nasıl kullanılacağı kadar, bu mecrada
karşılaşılabilecek olan hakaret veya kişilik haklarına saldırılar ile
ilgili eğitimler de verilmektedir. Türkiye'de sosyal medya okuryazarlığı eğitim programı RTÜK
tarafından yürütülmektedir. Program kapsamındaki müfredatta yine RTÜK
üyeleri tarafından oluşturulan komisyon tarafından değerlendirilmekte ve
incelenmektedir.
Halen seçmeli dersler arasında yer alan eğitimin, ilk, orta ve lise
eğitiminde zorunlu ders kapsamına alınması sürekli gündeme
getirilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde 1932 yılından bu yana medya eğitimi öğrencilere verilmektedir.
Sosyal Medya’nın Topluma Etkileri
Sosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı.
Sosyal medyada varolan içerik kullanıcı tarafından oluşturulduğundan
yaratıcılık önem kazanmaya başladı ve katılım çağı doğdu. Medya'nın
içeriğini üreten ve medyayı izleyen arasındaki katı ayrım ortadan
kalktı.
[7]
Bu oluşuma bağlı olarak değişim hızı arttı. İnsanlar için inovatif
olmak ve yeniliklerde başı çekmek önem kazandı. Gerçekler değil fikirler
önem kazandı, objektif olmak değil içten olmak önemli hale geldi.
Sosyal medya yeni bir ilişkiler ağı ve iletişim jargonu ortaya
çıkardı. Bir müstear ismin arkasına saklanmış olmanın verdiği özgüven
bireylere muazzam bir ifade özgürlüğü bahşetmiş, insanlar bilinçaltının
derinliklerinde mahsur kalmış duygu ve düşünceleri rahatlıkla ifade
edebilir hale getirmiştir. Ancak bunun yanında mahremiyet duygusunu
köreltme gibi birtakım olumsuz özelliklerinden de bahsedilmektedir.
Ebeveynlerle çocukları arasındaki iletişim yönü değişti. Ebeveynler
şimdiki teknolojik şartlara yakın şartlarda doğan çocuklarının öğrenme
hızlarına yetişemedikleri için bazı şeyleri çocuklarından öğrenmeye
istekli hale geldiler. Bu öğrenme sonucunda sosyal medyaya daha yatkın
hale gelen ebeveynler, çocuklarıyla sanal ortamı paylaşmaya başladılar
ve çocuklarının arkadaş çevrelerini de bu yolla daha yakından tanıma
olanağına kavuştular.
Sosyal medyanın gelişmesiyle, eğitim alanında yenilikler yapılması
zorunlu hale geldi. Web 2.0'a doğan çocukları eğitebilmek için yeni
yöntemler oluşturulması ve bu yöntemlerin yeni şeyler öğretmesi
gereksinimi doğdu. Sosyal medya ile okullar duvarlar arasında kalmaktan
kurtuldu. Eğitimde Web 2.0 ile geliştirilen yeni teknikler kullanılmaya başlandı.
Sosyal medya kullanımında içerik ekleyen her birey eşit olduğundan
demokrasi fikrinin insanların kafasına yerleşebilmesi için uygun ortam
sağlanmaktadır. Bu sayede sosyal medya platformlarının kullanıcıları
özgürce fikirlerini aktarabilme imkanı bulmaktadır. Bu durum, kişilerin
internette öne sürdükleri düşüncelere, paylaşımlara, tanıdıkları olsun
olmasın, diğer kişilerin yaptıkları yorumlar ve geribildirimlerle bir
sosyal etkileşim ortamı ve giderek sanal cemiyetler oluşturmaktadır.
Batı dünyasının sürekli olarak teknolojik gelişmeleri demokrasiyi
yaygınlaştırıcı araçlar olarak pazarlaması, baskıcı rejimlerin internet
üzerindeki faaliyetlerini sadece internet sitelerini kapatmak veya
internet sitelerine erişimi yasaklamaktan çıkarıp, sosyal paylaşım
sitelerini protestocuları takip etmekten tutun, kendi propaganda
sitelerini kurmaya kadar genişleyen bir yelpazede pozisyon almaya
yöneltebilmektedir.
Kullanıcının yarattığı içerik, sosyal medyada yayınlanan her içeriğin
eninde sonunda halka mal olması ve çıkar grupları tarafından
kullanılabilir hale gelmesi sosyal medyanın tartışmalı konularından biri
hale gelmektedir. Bunun farkında olmayan insanlar özel hayatlarını
sosyal medyada yayınlamaya devam ettikçe “özel hayatın
röntgenlenmesinin” sıradan ve kabul edilebilir bir hal alması ve
iletişimin bu yeni halinin “kimliksiz kişilikler”i oluşturmakta olduğu
sosyal medya kullanımına yönelik en büyük eleştirilerden bazılarıdır.
Bağımlılık ve hastalıklar
Sosyal medya bağımlılığı, sosyal medya ile ilgili bağımlılık
türüdür ve görece yeni bir kavramdır. İşini, gücünü, ailesini ve hata
yeme içmesini bile ihmal edecek düzeyde sosyal medya kullanan insanlar
bağımlı kabul edilebilir. Ancak bu bağımlılık halen dünya genelinde
tıbbi açıdan bir hastalık olarak değerlendirilmemektedir.
Günümüzde sosyal medyanın daha aktif olarak kullanılmaya
başlanılmasıyla birlikte, yoğunluk kazanan bazı hastalıklar
bulunmaktadır. Bunlara sosyal medya hastalıkları adı verilmektedir.
İnsanların yanlarından ayırmadıkları cep telefonu, tablet cihazlar bu
hastalıklara etken nedenlerdir. Bazı araştırmalara göre teknolojinin
bütün faydalarına rağmen, zararlarına da maruz kalınmaktadır. Bunlardan,
bazı örnekler aşağıda verilmiştir;
- Fare-klavye hastalığı
- RSI (tekrarlayıcı gerilme yaralanması)
- Hikikomori
- Ego sörfü
- Blog ifşacılığı
- Youtube narsisizmi
- Myspace taklitçiliği
- Google takibi
- Siberhondrik
- Photolurking
- Wikipedializm
- Crackberry
- Cheesepodding
Sosyal medya uzmanı
Sosyal medya uzmanı, internet teknolojisi ve kültürünün gelişimiyle birlikte ortaya çıkan Sosyal Ağlar
kavramı sonrası Ticari veya Sosyal sorumluluk içerikli projelerin daha
geniş hedef kitlelere ulaşabilmesi için Sosyal Medya Kanalları üzerinde
haber, duyuru, kampanya duyurusu, ve çeşitli etkinliklerin tanıtımı için
kullanılacak reklamların internet kültürüne uygun bir şekilde kısa öz
ve internet okurunun fazla zamanını çalmayacak şekilde kısa, net ve
anlaşılır olacak şekilde ürün, hizmet veya sosyal sorumluluk içeren
konuların algıda seçici kesimlere iletilmesi için çalışanların yaptığı
işin genel adıdır. Son dönemde Türkiye'de en çok aranan meslek olarak
tanımlanmaktadır...
Sosyal medya platformu
Sosyal Medya Platformu; bireylerin ortak ilgi alanları, aktiviteler gibi konularda birbirleri ile bağlantı
kurarak sosyalleşmelerini sağlayan mobil ve internet servislerinin
üzerinde çalıştığı platform yazılımıdır. Kullanıcı içeriğinin, kişinin
kendisi tarafından yayınlandığı, paylaşıldığı her tür platformun genel
adıdır.
Kullanıcıların deneyimlerini internet ortamında paylaşmaları, şirketler için fırsatları beraberinde getirmektedir. Platform sağlayıcıların geliştirdiği bir yazılım türü olan Sosyal Medya Platformu (İngilizce: Social Media Platform)da bu noktada önem arzetmektedir.
Sosyal Medya Platformu üzerinde çeşitli bilgi, eğlence, yaşam, hobi,
ilgi alanları, mesajlaşma, interaktif, etkinlik, yorum ve içerik
paylaşım servisleri geliştirilebilir. Sosyal medya platformları üzerinde
sınırsız mobil ve internet servisi açılabildiği gibi platform sahibine
de tüm servislerinin içeriklerini yönetme imkanı verir. Multimedya
içerikler ve galeriler, paylaşıma ve satışa açılır. Platform üzerinde
açılan servisler, İnteraktif
ve çok kanallı erişim (Wap, Web, SMS&MMS, IM ve Cep uygulamaları)
ile uluslararası sosyal medya servislerine entegre olabilir.
Sosyal Medya Platformu üzerinde oluşturulabilecek Dikey (vertical) ve
yatay (horizontal) sosyal ağlar, marka ya da sektör bazlı reklam
olanağı sağlar. Günümüzde sosyal medya servisleri, markaların en çok
tercih ettiği reklam kanalı olma özelliğini taşımaktadır.
Mobil internet
kullanımının giderek yaygınlaşması da sosyal medya servislerinin
giderek mobilize olmasını beraberinde getirmiştir. Sosyal medya
servislerinin çoğunun bir mobil uygulaması bulunmaktadır. Geliştirilen
uygulamalar, sosyal medya platformlarına kolaylıkla entegre olmaktadır.
Özellikleri
- Erişilebilirlik
Sosyal medya içeriğine internet aracılığıyla her zaman her yerden
erişilir. Platformlar, ilk günden mobil cihazlarla uyumlu
geliştirilirler ve e-posta ile güncellenebilirler.
- Programlanabilirlik
Her platformun kendine has ya da belli standartları kullanan bir
uygulama geliştirme arayüzü (API) vardır. Bu sayede sürekli bir takım
araçlarla, kullanıcılara ek işlevlerin sağlanması mümkün olur.
- Ölçeklenebilirlik
Binlerle ifade edilen bu araçların kullanıcı sayısı milyonları bulsa
da baştan itibaren pek çok yeni nesil teknolojiyi kullanarak kitlelere
hizmet verebilecek kapasitedelerdir.
- Dinamiklik
Sosyal medyanın en önemli özelliği de her şeyin su gibi akıcı, dinamik, sürekli güncelleniyor olmasıdır.